Ürünler


Güç kaynağı

Güçkaynağı

Sürekli besleme gerektiren uygulamalar arasında bilgisayar sistemleri, tıbbi cihazlar, bazı haberleşme sistemleri, bazı aydınlatma sistemleri, önemli enstrümantasyon ve kayıt cihazları sayılabilir. Bunlara genel olarak ‘kritik yükler’ denilmektedir.

Kritik yükleri besleyen, şebekedeki kesinti ve anormallikleri yüke aktarmayıp, yükü sürekli temiz ve kaliteli enerjiyle besleyen kaynaklara ‘kesintisiz güç kaynakları  ( Uninterruptable Power Supply )’ denir.

Bu tezde, 100 VA kesintisiz güç kaynağı tasarlanmış ve gerçekleştirilmiştir. Sistem; akü şarj katı, sürücü katı, çıkış güç katı, inverter katı, kontrol katı ve 12V(7Ah) kuru lead-acid akü içermektedir. OFF-LİNE UPS tipi özelliklerine sahip bu sistem, giriş gücü kesildiğinde 50Hz, 220V AC gerilimle, 10-15 dakikalık kesintisiz enerji sağlamaktadır.

GİRİŞ

Özel ve iş hayatımızda modern bilgi teknolojisinin önemi kaçınılmaz bir şekilde artmaktadır. Bilgisayar sistemleri insanoğluna yardım amacını güder. Bilgisayar sayesinde, yapılamayacak birçok işlem kolayca çözülebilmektedir. Elektronik gelişmeler hala geçerliliğini korumaktadır. Otomasyon sistemlerinin gelişimi çok hızlı olmakta ve aynı zamanda sistemin hata yapma olasılığı da artmaktadır.

Hastanedeki aletleri, önemli işlemcilerin kontrolünde kullanılan bilgisayarlar gibi çok kritik yüklerin beslenmesinde UPS ihtiyacı doğar. UPS sayesinde güç hattındaki voltajın düşme ve yükselme durumları mükemmel şekilde kontrol altına alınabilir, ayrıca hattaki kısa süreli ani değişimleri ve harmonikleri ortadan kaldırmamıza olanak sağlar. [ Mohan, N.1995 ]

Kesintisiz güç kaynaklarının önemi gün geçtikçe artmaktadır. Yapılan araştırmalarda; üretim kalitesi, hızı ve elektronik eleman kullanımı arttıkça direk şebekeden enerji alarak beslemenin zor olduğu anlaşılmıştır. [ Deniz, T. 1997 ]

Her gün ortalama 10 saniyeden daha uzun süren elektrik kesintileri oluşmaktadır. Bu kesintiler özellikle bilgi işlem merkezleri için önemli tehlikeler doğurmaktadır.

Bilgisayar ortamlarındaki problemlerin %16’sı teknik nedenlerden kaynaklanmaktadır. Güç beslemesi de bunlardan biridir. Risklerin %50’si hata ve ihmalden dolayı ortaya çıkmaktadır. Şebeke bozuklukları, gelir kaybına neden olur. UPS hem şebekeyi iyileştirir hem de gelir kaybını giderir. Kaybolan verinin tekrar oluşturulması imkansız veya çok pahalıya mal olmaktadır. Üretimdeki kesintiler verimi düşürmektedir. Amerika’da yapılan ankette kesintiler nedeniyle yılda, bankalarda 2 gün, ticari firmalarda 3.3 gün, endüstride 4.9 gün ve sigorta şirketlerinde 5.6 gün kayıp olmaktadır. Türkiye de bu oranların çok daha fazla olduğu aşikardır.[ Onko vd., 2000]

Bu gerçekler UPS’ nin günümüz için ne kadar önemli olduğunu göstermektedir.

UPS sistemlerinin genel olarak kullanıldığı üç yer vardır;

a- Güç kesintisinin mal ve insan hayatını tehlikeye soktuğu durumlar (hasta hane yoğun bakım servisleri, endüstri proses kontrolü, itfaiye ve polis alarm ihbar servisleri),

b- Güç kesintisinin zaman ve para kaybına yol açtığı yerler (bilgisayar kompleksleri enstrümantasyon merkezleri ),

c- Güç kesintisinin kritik veri ağını kopardığı durumlar (uydu haberleşmeleri, füze hedef merkezleri, boru hattı ve elektrik dağılım sistem monitörleri),

Kesinti ve şebeke bozuklukları çok tehlikeli ve beklenmeyen sonuçlar doğurabilir.

Şebekede meydana gelen bozukluklar şöyle sıralanabilir ;

  • Kısa kesintiler
  • Şebeke kesintileri
  • Frekans değişimleri
  • Pikler
  • Harmonikler

Uygun UPS sistemleri seçilirken yüklerden dolayı oluşan bozukluklarda önem kazanmaktadır.

  • Lineer olmayan yük
  • Yük değişimleri
  • Dengesiz yükler
  • Aşırı yüklenme
  • Pik akımları
  • Kısa-devre
  • Şebekenin tekrar gelişi

1.1. Kesintisiz Güç Kaynağı ( UPS ) Sektöründeki Gelişmeler

Yarı iletken teknolojisindeki hızlı ilerleme, UPS sektörünü iki açıdan etkilemektedir.

a- Güç Yarı iletkenleri: Yüksek akımları anahtarlayabilen ve yüksek gerilime dayanıklı, az kayıplı yarı iletkenler konusundaki gelişmeler, eskiden sadece büyük ve pahalı cihazlarda kullanılan tekniklerin bugün küçük güç kaynaklarında da ekonomik olarak gerçekleştirilebilmesini olanaklı kılmıştır. Böylece iyi regüle edilmiş düzgün bir çıkış geriliminin elde edilmesi, şebeke gerilimini fazla etkilemeyen akü şarj birimlerinin kullanılmasını, enerji tasarrufu sağlayan verimli ve son derece güvenli çalışan güç katlarının hayata geçirilmesi gibi hususlar, kaliteli her güç kaynağında rastlanabilen özellikler olarak karşımıza çıkmaktadır.

b- Mikroelektronik Tümleşik ( Entegre ) devreler ve özellikle mikroişlemciler konusundaki baş döndürücü gelişmeler, düşünülecek her türlü işlevi yerine getirebilen ve kesintisiz güç kaynakları için son derece önemli olan güvenlik sorununu çözen tasarımları mümkün kılmıştır.

1.1.1. Kullanıcı Açısından UPS’ler

UPS, kendisine bağlanmış bulunan cihazlara regüle edilmiş ve parazitlerden arındırılmış gerilim ile kesintisiz olarak besleme özelliğine sahip elektronik bir cihazdır. Şebeke yerine kesintisiz güç kaynağından beslenen elektronik cihazlar, şebekede görülen tüm olumsuzluklara karşı korunurlar.

Piyasada UPS maskesi altında satışa sunulan ve teknik olarak aslında ‘stand-by güç sistemleri’ olarak anılması gereken küçük güçlü cihazlarda pazarlanmaktadır. Şebekenin kesilmesi ve tekrar gelmesi durumlarında bu cihazlarda süresi tamamen tesadüflere bağlı kesintiler olur. Her ne kadar satıcılar bu kesintilerin hassas cihazlar tarafından fark edilemeyecek kadar kısa olduğunu iddia etseler de, bunlar duyarlı cihazları etkiler ve zaman zaman sıfırlarlar. Dolayısıyla bu ürünler aslında UPS değildir.

UPS alımına karar verirken, çeşitli faktörlerin göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Bu faktörlerin bir kısmı, alımı yapacak olan işletmenin kendine özgü koşulları tarafından belirlenir, diğer kısmı ise ekonomik olacaktır.

1.1.2. İşletmeye Özgü Faktörler

  • Hassas cihazların korunması isteği
  • İşletmenin imajı
  • Personel ve cihaz güvenliği
  • Rakiplere göre avantajlı konuma geçme
  • Kesilemeyecek acil işlerin varlığı

1.1.3 Ekonomik Faktörler

  • Şebeke kesintisi süresince yaşanan işgücü kaybı,
  • Kaybolan veya bozulan bilgilerin bulunup düzeltilmesi için harcanacak zaman,
    • Bir prosesin kesilmesiyle oluşan kayıplar,
    • Arızalanan cihazların onarımı ve bu arada kaybedilen zaman,

Bir UPS’den beklenen en önemli özellik cihazın güvenilir olması ve koruma işlevlerini tam olarak yerine getirmesidir. Aksi halde kullanılmasının yararı yoktur. UPS’in güvenilir olması, cihazın işlevi dolayısıyla yararlı bir özellik değil zorunlu bir koşuldur. Güvenilirliği yetersiz olan bir UPS’e yapılacak yatırım boşa gidebileceği gibi buna bağlanacak olan hassas cihazları da tehlikeye atacaktır. Güvenirliğinin sağlanması için, üretici firma tarafından aşağıdaki kurallara uyulmalıdır.

1.1.3.1. Ülkenin Koşullarına Uygun Tasarım

  • Şarj işlemi, düşük şebeke gerilimi ile mümkün olmalıdır.
  • Generatörle beslenen işletmeler ( sanayi, otel vs. ) gibi gerilim kalitesi düşük

ortamların yaygın olduğu yerlerde sorunsuz çalışmalı, akülerini boş yere tüketmemelidir.

  • Cihazın içinde kullanılan parçalar, her zaman tedarik edilebilecek malzemeler arasında olmalı, özel ve bulunması zor parçalardan kaçınılmalıdır.
  • Sık ve uzun süreli şebeke kesintileri, büyük kapasiteli akülerin kullanılmasına olanak sağlayan ve şebeke geldiğinde bunları hızlı şarj edebilen UPS’leri gerektirmektedir.
  • İşletmelerde çalışan eğitimsiz kişilerin, cihaza zarar vermesini önleyecek koruma sistemleri mevcut olmalıdır.

1.1.3.2. Gelişmiş Teknoloji

Cihaz içinde kullanılan parça adedi asgari düzeyde tutulmalı ve böylece arıza riski minimuma indirilmelidir. Analog devreler yerine mikroişlemci kontrollü digital devreler kullanılması bu amacı gerçekleştirdiği gibi cihazın yararlı birçok ek işlevi de yerine getirmesine olanak sağlar.

1.1.3.3. Kapsamlı Test İşlemleri

Cihazlar tek tek ve kalite kontrol ve zor kullanım şartlarında dayanıklılık testinden geçirilmelidir.

1.1.3.4. Etkili Servis Hizmetleri

Herhangi bir sorunun belirtilmesi durumunda, yedek parçalar kolaylıkla tedarik edilebilmeli ve sorun en kısa zamanda giderilmelidir. UPS gibi büyük ve ağır bir cihaz için çoğu kez gerekli olan yerinde servis hizmeti ve bakım anlaşmaları, satıcı veya üretici firmanın programında olmalıdır.

Bu kurallara uyabilmesi için üretici firmanın, uzun yıllar UPS sektöründe çalışmış ve ana faaliyetinin güç kaynağı üzerinde yoğunlaşmış olması şarttır. Satın alınması düşünülen cihazla ilgili bir referans listesinin talep etmek ve listeden seçilecek bazı kullanıcılarla görüşerek onların cihaz ile ilgili düşüncelerini öğrenmek, kuşkusuz yararlı olacaktır.

1.2. UPS Sektörünün Gelişimi

Sektörün gelişmesi için yapılması gereken işler şunlardır;

  • Üretici ve satıcı firmaların oldukça spesifik UPS konusunda tüketicileri bilgilendirmeleri ve böylece çok güvenilir olması gereken bu ürünün seçiminde yanlış kararlar almalarını engellemeleri şarttır.

Ülkemizde talebin büyüklüğü ve sürekliliğini göz önünde tutarsak, UPS’in elektronik alanında gelişmeye en açık olan sektörlerden biri olduğu anlaşılır. Bu konuda ülkemizin, şebeke düzensizliklerinin sık yaşandığı tüm dünya pazarlarında söz sahibi olacak bir konuma gelmesi için yeterli teknik birikim oluşmuştur

BÖLÜM II

BİR UPS’DEN BEKLENEN ÖZELLİKLER

Bir kesintisiz güç kaynağında bulunması arzu edilen en önemli özellikler şöyle sıralanabilir;

2.1. Gerilim Regülasyonu

En kötü şartlarda bile +10%, -15% dolaylarında olması istenir. Gerilim bozulmaları ise –25%, -30% (0.5 sn’den az zaman için),  4 – 20 ms arasında ise –100% kabul edilebilir. [ Mohan, N. 1995 ]

2.2. Frekans Kararlılığı

Normal çalışma durumunda şebeke frekansının normal sınırlar içinde olduğu durumda UPS sisteminin frekansı ile aynı olmalıdır ve aynı evrede kilitlenmiş olmalıdır.

2.3. Çıkış Gerilimi Dalga Şekli

Çıkış geriliminin dalga şekli ideal sinüse mümkün olduğunca yakın olmalıdır. Yani UPS çıkışında şebeke frekansının temel harmoniğinin dışında yüksek harmoniklerin bulunmaması önemle istenen bir özelliktir.

2.4. Verim

Verimin düşük olması toplam çekilen enerjinin bir kısmının ısı enerjisi olarak tüketilmesi anlamına gelmektedir. Hatta, bu taktirde gereksiz enerji tüketimi bir tarafa, sistem bulunduğu ortamı ısıtacağından ek soğutma önlemleri dahi gerekebilir. Günümüzde üretilen cihazlarda verim %65-90 arasında değişmektedir.

2.5. Ani Yük Değişikliklerine Gösterilen Tepki

Bu konuda bir standart olmamakla beraber büyük üretici firmalarca (Siemens, BBC, SICE vs.) sistemin %50’lik yük değişikliklerine karşılık (+,-)%10Vpp gerilim değişikliği göstererek, 50 milisaniye içinde (+,-)%2Vpp değerine inmesi istenmektedir.

2.6. Aşırı Yüklenebilme Yeteneği

Yine bu konuda da bir standart olmamakla birlikte sistemin %120 yükte yaklaşık 10 dakika, %150 yük altında ise 10 saniye çalışması beklenmektedir.

BÖLÜM III

UPS SİSTEM ve ÇEŞİTLERİ

UPS sistemleri çalışma şekillerine göre  aşağıdaki  gibi sınıflandırılır.[Şekil 3.1.]

Şekil 3.1. UPS Sistem Çeşitleri

3.1. Dinamik ( Rotatif ) Güç Kaynağı

Dinamik besleme sistemleri temelde, elektriksel olmayan bir makine yardımıyla sürülen generatörden meydana gelir. Uygulamada en çok benzin yada diesel motoruyla sürülen senkron generatörler kullanılmaktadır.

Dinamik besleme sistemlerinin en başta gelen sorunlarından biri, devreye girme süresindeki gecikmedir. Tümüyle hareketsiz durumda bulunan bir motor-generatör grubuna yol verme işlemi, güce göre değişmekle beraber, en az dakikalar düzeyinde bir zaman alır. Bilgisayarlar, kontrol-kumanda düzenekleri gibi tüketiciler için bu süre oldukça uzundur. Motor-generatör gruplarının devreye girme süresini kısaltmak üzere çeşitli yöntemler geliştirilmiştir. Bunlardan biri, şebekede enerji bulunduğu sürece senkron makinenin motor olarak boşta çalıştırılmasıdır. Diesel motor ile senkron makinenin mekanik bağlantısı bir elektromagnetik kavrama yardımıyla yapılmıştır. Şebekede kesinti olduğu anda kavrama çalışarak her iki makinenin milleri birleştirilir. Böylece senkron makine rotorun ve varsa bir volanın eylemsizliği sayesinde diesel motorun kısa zamanda yol almasını sağlar.

Motor-generatör grupları, statik düzeneklere göre daha fazla bakım gerektirirler. Öte yandan, devreye girme süresini kısaltmak amacıyla senkron makinenin sürekli olarak boşta çalıştırılması halinde göz ardı edilemeyecek düzeyde enerji kaybı ortaya çıkabilir. Bu tür düzenlerin kuruluş ve işletme maliyetlerinin iyi değerlendirilmesi ve seçim yapılırken göz önünde tutulması gerekir.

Bir başka sistemde ise dizel makine yerine bataryalar kullanılmıştır. Şebeke gerilimi doğrultularak DC bir motor çalıştırılır. Şebeke kesintisi anında, DC motoru bataryalar beslemeye başlar.

Yukarıda bahsedilen sistemlerin kurulması statik sistemlere göre daha ucuzdur. Bu yüzden birkaç saniyelik gecikme ve frekans kontrolünün önemli olmadığı yerlerde kullanılır.

Kritik yüklerin çektikleri güce ve arzu edilen, gereken koruma seviyesine göre generatör beslemeli UPS sistemleri gerek yalnız başlarına gerekse şebeke hata ve arızalarını hızlı bir şekilde tolere etmelerinden dolayı statik bir UPS sistemi ile birlikte kullanılmaktadır. [Şekil 3.2. (a) ve (b) ].

Şekil 3.2 (a) Diesel generatör UPS sistemi

Şekil 3.2 (b) Diesel ve statik generatör kombine UPS sistem blok şeması

3.2. Statik Güç Kaynakları

3.2.1. Off-Line Ups Modelleri ( İleri İletimli )

OFF-LİNE UPS’ler yapı olarak kısa süreli çalışmaya uygun kare dalga bir inverter ünitesi, inverter gücünün 1/10’u kadar güçte şarj ünitesi ve şebeke ile UPS arasında aktarmayı sağlayan röleli anahtarlardan oluşur. Şebeke elektriği varken çıkış yükleri şebekeden beslenir ve aküler şarj edilir. Şebeke geriliminin kart üzerinde ayarlanan alt ve üst limitlerin dışına çıktığının test edilmesi, rölenin konum değiştirmesi ve inverterin açılması işlemlerindeki gecikmeler toplandığı zaman OFF-LİNE UPS’lerin geçiş kesinti süreleri ortaya çıkar. Şarj ünitesi gücünün sınırlı olması dolayısıyla kesintide çalışma süresi kısa olur. OFF-LİNE UPS’lerin kullanım amaçları elektrik kesintisinde çalışabilmek değil, kesinti durumunda kritik yükü (bilgisayar) kontrollü olarak kapatma ihtiyacıdır. Basit yapılı ve ucuz olmaları tercih edilmelerine sebep olur.

İşletme veya kullanma sürecinde dikkat edilmesi gereken en önemli unsur akülerin şarj olabilmesi için cihazın açık olma zorunluluğudur. Bu durum cihazın kullanım dışı zamanlarda akülerini şarj etme imkanını ortadan kaldırır. Dolayısıyla sık sık elektrik kesintisi olan yerlerde yeterince verimli çalışamazlar. Şekil 3.3’de OFF-LİNE UPS görülmektedir.

Şekil 3.3 Off-Line UPS sistemi blok şeması

Filtre, gerek belirli kaynak arızalarını süzmek gerekse de kesinti durumunda üretilen gerilimi süzmek amacıyla kullanılır. Bu sistemler de gelişen teknolojiyle birlikte enerji transfer süresi ihmal edilecek kadar küçüktür.

3.2.2. Line-İnteraktif Ups Modelleri

LİNE-İNTERACTİVE UPS modelinin gerçekte OFF-LİNE UPS sisteminin diğer bir türü olduğu söylenebilir. Şebeke gerilimi varsa ve belli sınırlar içindeyse bu gerilimi regüle ederek çıkışına verir. Şebeke kesildiğinde röleli veya triac’lı bir anahtar ile çıkışı UPS’e aktarır. Bu sistemlerde doğrultucu ve inverter maliyet, hacim ve kayıpları düşürmek maksadıyla birleştirilmiştir. Tipik bir LİNE-İNTERAKTİF UPS Şekil 3.4.(a)’da ve Şekil 3.4. (b)’de bakım amaçlı ilave statik yada mekanik şalterli UPS sistemi blok şeması görülmektedir.

Şekil 3.4 (a) Line-İnteraktif UPS sistemi

Şekil 3.4 (b) Bakım şalterli Line-İnteraktif UPS sistemi blok şeması

Şebeke konumunda çalışırken aynı zamanda akülerini de şarj eder. Şebeke konumunda çıkış regülasyonunu şebekenin 220 V AC’den düşük veya yüksek olan kısmını ilave ederek veya çıkararak sağlar. Dolayısıyla güç kaybı azalır. Şarj ünitesi OFF-LİNE UPS’ler kadar sınırlı olmasa da maliyet problemlerinden dolayı düşük güçlüdür. Bu yüzden aküden çalışma süresi kısa, aküleri şarj etme süresi uzundur. Kaynaktaki bir hata durumunda statik şalter açılarak yük şebekeden ayrılır ve akü üzerinden beslenir. Yapılarından dolayı yüksek güçte imal edilmezler.

3.2.3. On-Line Ups Modelleri

ON-LİNE UPS modelleri çıkış gerilimini sürekli olarak akülerden aldığı DC gerilimden üreterek sağlarlar. Şebeke gerilimi olduğu zaman şarj ünitesi akü gerilimini dengeler. Çıkış gerilimi sürekli inverter ünitesinden sağlandığı için inverterin güç kaybı süreklidir. Şarj ünitesi inverterin harcadığı bütün gücü karşıladığı gibi aküler boş olduğu zaman akü kapasitesinin 1/10’u kadar güçle aküleri doldurmak zorundadır ve akü kapasitesi büyüdükçe şarj ünitesinin gücüde büyür. Doğrultucu çıkışı gerek aküyü şarj etmek gerekse düzgün bir DC elde etmek gerekse de ana beslemeden gelebilecek arızaları elemine etmek için bir kapasitif yada endüktif-kapasitif filtreden geçirilir. Bu arada aküler uygun devrelerle sürekli tam şarjda tutulur. İnverter tek fazlı yada uygulamaya göre üç fazlı olarak sabit voltaj ve sabit frekansta sinüsoidal bir gerilim üretecek şekilde tasarlanır. İnverterin çıkışı yüke bağlanmazdan önce filtre edilir. Pek çok durumlarda düşük gerilimli inverter çıkışı bir yükseltici trafo ile uygun gerilim seviyesine getirilir.

ON-LİNE UPS’lerde çıkış frekansı şebeke varsa şebekeye senkron olur. Şebekedeki gerilim değişmeleri çıkış gerilimlerini hiçbir zaman etkilemez. Şebeke izolasyonu vardır. ON-LİNE UPS’lerin, arıza yaptığında veya aşırı yüklendiğinde kendini koruyabilmesi için STATİK BY-PASS üniteleri vardır. Çıkış dalga şekilleri tam sinüs veya sinüsoidal olarak adlandırılan iki basamaklı filtrelenmiş kare dalgalardır. Çıkış regülasyonları diğer modellerden daha iyidir ( (-,+)%1). Yüksek güçlerde imal edilebilirler ve üç fazlı uygulamaları yapabilirler.

Şekil 3.5 (a) On-Line UPS sistemi blok şeması

Şekil 3.5 (b) Statik geçişli şalterli UPS sistemi blok şeması

Şebekede bir arıza durumunda enerji akü grubundan temin edilir. Bu arıza anında herhangi bir şebekede yük enerjisiz kalmaz. Bakım amacıyla genelde statik yada mekanik bir geçiş şalteri ilave edilir.

BÖLÜM IV

KESİNTİSİZ GÜÇ KAYNAKLARININ YAPILARININ İNCELENMESİ

UPS’ler yapısal olarak  7 temel bölüme ayrılabilirler.

  1. Doğrultucu ve Şarj Ünitesi
  2. İnverter Ünitesi
  3. Filtre Ünitesi
  4. Statik ve Manuel By-Pass Şalter
  5. Haberleşme Ünitesi
  6. Trafolar
  7. Aküler

4.1. Doğrultucu Ve Şarj Ünitesi

Bir UPS sisteminin kalbi doğrultucudur. UPS’nin akülerinin şarj edilmesi ve inverter için gerekli DC gücün sağlanması işlevlerini yerine getiren bölümdür. Şarj ünitesinde şebeke gerilimini UPS’nin akü gerilimi civarlarına düşüren giriş güç trafosu, trafo çıkışındaki AC gerilimini kontrollü olarak doğrultarak DC’ye çeviren Thyristor modülleri, şarj kontrol kartı ve DC filtreler yer alır. Şarj ünitesinin gücü UPS tipine göre değişir. Yan bir görevi de AC hattındaki gerilim değişiklik ve kesintilerinden meydana gelen DC çıkışındaki ani değişimleri tamponlayıp, inverter girişine ulaşmasını engellemektir. Ayrıca bataryaları doldurma görevi de, batarya dayanma süresini etkilediği için önemlidir. Çünkü gerektiği gibi şarj edilmeyen bataryaların ömrü önemli ölçüde kısalır.

Doğrultucu tasarlanırken dikkat edilmesi gereken bazı noktalar vardır. Acil durumdan sonra düzelme durumuna geçildiği anda eğer önlemler alınmazsa doğrultucudan ani ve büyük bir güç çekilmek istenecektir.

ON-LİNE UPS’lerde şarj ünitesi aynı zamanda hem aküleri şarj edip hemde inverteri beslediği için yüksek güçlü yapılmak zorundadır. Diğer UPS modellerinde yalnızca aküleri şarj edebilecek güçtedir.

Şarj kontrol kartı akü şarj gerilimini ve akımını aynı anda kontrol eder. Şarj gerilimi akü geriliminin yaklaşık 1.2 katıdır ( 12 V’luk bir akü için 13.7 Volt’tur.) Şarj akımı UPS gücü ve modeline göre değişir. Şarj üniteleri bütün ON-LİNE modellerde Thyristor kontrollü, OFF-LİNE ve LİNE-İNTERAKTİF modellerde Transistor kontrollü seri regülatörlerle yapılır. [ Dalbaz, A.1997 ]

4.2. İnverter Ünitesi

Akülerin ve şarj ünitesinin sağladığı DC gerilimden 220 V AC gerilim üreten bölümüdür. İnverter ünitesi, kontrol kartları, güç anahtarlama transistörleri, çıkış trafosu ve filtrelerden oluşur. UPS çıkış dalga şekli inverter ünitesinin yapısı ile ilgilidir. ON-LİNE UPS modellerinde sürekli olarak devrededir. Diğer modellerde şebekenin tolerans dışı yükselmesi, düşmesi veya kesilmesi durumunda çalışır. Genel olarak üç farklı UPS çıkış dalga şekline karşılık üç ayrı inverter ünitesinden bahsedebiliriz.

1.)    Kare dalga çıkışlı veya kare dalgadan pasif filtrelerle üretilmiş sinüs çıkışlı UPS inverterler

2.)    Sinüsoidal ( Trapez dalga ) çıkışlı UPS’lerin düşük frekanslı PWM’le çalışan inverterler

3.)    Sinüs çıkışlı UPS’lerin yüksek frekans PWM’le çalışan inverterler.

İnverter ünitelerinin gücü UPS çıkış gücü ile orantılıdır. Bütün sistemdeki en kritik bölge inverterlerdir. İnverterlerin görevi doğrultucu veya bataryalardan gelen DC gerilimi AC gerilime çevirmektir. Bu AC gerilim düzenlenip süzülerek kritik yükün ihtiyacı olan sinüsoidal gerilim oluşturulur. İnverterlerde dalga biçimlendirmede temel ilke, transistör veya tristör gibi anahtarlama elemanlarının iletim ve tıkama sürelerinin uygun bir biçimde belirlenmesidir. Bu belirleme ile birlikte elemanların anahtarlama sırası da çok önemlidir.

4.3. Besleme Tipine Göre İnverterler

İnverterler uygulamadaki besleme özelliklerine göre ‘akım beslemeli’ ve ‘gerilim beslemeli’ olarak iki grupta toplanırlar. Akım beslemeli veya gerilim beslemeli inverterler arasında yapılacak seçim, yükün özelliklerine göre değişir. Gerilim beslemeli inverterlerde gerilim dalga biçimi DC gerilimi ve anahtarlama yöntemiyle belirlenir. Yük bu dalga biçimine etki edemez. Eğer yük harmonik akımlara yüksek empedans gösteren bir özellik taşıyorsa, bu tip yükün gerilim beslemeli bir inverterle sürülmesi daha uygundur. Akım beslemeli inverterlerde ise akım dalga biçimine yük etki edemez. Eğer yükün harmonik akımlara düşük empedans gösteren bir özelliği varsa, bu durumda akım beslemeli inverter kullanmak daha uygun olacaktır.

4.3.1. Gerilim Beslemeli İnverterler

Gerilim beslemeli inverter devrelerinde, inverterin bir DC gerilim kaynağından beslendiği varsayılmıştır. Dolayısıyla bu inverterlerde çıkış gerilimi her zaman DC kaynak gerilimine bağlıdır. İnverterin çıkış akımı, yük admitansının bir işlevidir. Şekilde görüldüğü gibi giriş gerilimi doğrultulduktan sonra, çok büyük paralel C sığası üzerinde süzülmekte ve invertere sabit DC gerilim beslemesi yapılmaktadır.

Şekil 4.1 Gerilim beslemeli inverter devresi

4.3.2.Akım Beslemeli İnverterler

Bu inverterler de DC kaynağın gerilimine bağlıdır. Akım beslemeli inverterlerde inverteri besleyen kaynak bir sabit akım kaynağı özelliğini taşır. İnverterin kaynaktan çektiği akımın sabit kalması, oldukça yüksek değerde bir endüktans ile sağlanır. Şekil 4.2’de görüldüğü gibi giriş gerilimi doğrultulduktan sonra çok büyük bir seri L endüktansı üzerinden değişmez akım kaynağı yaratılarak DC akım beslemesi yapılmaktadır.

Şekil 4.2 Akım beslemeli inverter devresi

4.4. Devre Yapılarına Göre İnverterler

İnverterler, devre yasasına göre, çıkış transformatörlü orta nokta bağlantılı inverterler, yarı köprü bağlantılı inverterler ve tam köprü bağlantılı inverterler olmak üzere üç bölümde incelenir.

4.4.1. Çıkış Transformatörlü Orta Nokta Bağlantılı İnverter

Şekil 4.3’de çıkış transformatörlü orta nokta bağlantılı tristörlü bir inverter devresi görülmektedir. Ayrıca yükün endüktif olduğu durumlarda yükte biriken enerjiyi kaynağa geri verebilmek için geri besleme diyotları kullanılmıştır.

Bu devrede istenen çıkış frekansı f olduğuna göre T= 1/ f  döneminin ilk yarısında T1 kapalı T2 açık, ikinci yarı çevrimde T2 kapalı T1 açık olacaktır. Dolayısıyla DC kaynağı, yüke transformatör ve yarıiletken anahtarlar üzerinden, bir yarı çevrimde artı, diğer yarı çevrimde eksi olacak şekilde bağlanmaktadır.

Şekil 4.3 Çıkış transformatörlü orta nokta bağlantılı inverter devresi

Yükün endüktif olması durumunda, yük gerilimi ve akım dalga biçimleri anahtarlama elemanlarının ve diyotların iletim süreleri şekilde gösterilmiştir.

Şekil 4.4 Endüktif bir yük için akım gerilim dalga biçimleri ve anahtar elemanları ve diyotların iletim süreleri

Bu devrenin olumlu özellikleri yalnızca iki anahtarlama elemanı olması, endüktif yükte biriken enerjiyi anahtar elemanı tıkamada olduğu sürede kaynak üzerinden boşaltan iki geri besleme diyotu ile yetinilmesi, her yarı çevrimde akımın yalnızca bir anahtarlama elemanı üzerinden akması nedeniyle anahtarlama elemanları üzerinde, iletim yönünde daha az gerilim düşümü olmasıdır. ancak bunların yanı sıra çıkış devresinde transformatör kullanılması ve anahtar elemanları üzerinde tıkamada görülen gerilimin kaynak geriliminin iki katı olması bu devrenin sorunlu yönleridir.

Bu özellikleri nedeniyle çıkış transformatörlü orta nokta bağlantılı inverter düşük gerilim, düşük güç uygulamalarında yaygın olarak kullanılmaktadır.

4.4.2.Yarı Köprü Bağlantılı İnverterler
Şekil 4.5’de yarı köprü tristörlü inverter devresi görülmektedir. Bu devrede iki kaynak yüke sırayla tristörler üzerinden bağlanmaktadır. Bu devrede çıkış frekansı f olduğuna göre, T= 1 / f  döneminin ilk yarısında T1 kapalı T2 açık, ikinci yarı çevrimde T2 kapalı T1 açık olacaktır. Dolayısıyla her tip yük için çıkışta iki basamaklı gerilim biçimi elde edilir. Diğer inverterlerde olduğu gibi bu inverterlerde de geri besleme diyotları kullanılmıştır.

Şekil 4.5 Yarı köprü bağlantılı inverter devresi

Endüktif yükte inverter yük gerilimi, yük akımı, anahtarlama elemanları dalga biçimleri şekilde gösterilmiştir.

Şekil 4.6 Yarı köprü inverter endüktif yük için çıkış dalga biçimleri

Yarı köprü inverterlerde, transformatörlü orta nokta bağlantılı inverterde olduğu gibi iki anahtarlama elemanı ve iki geri besleme diyotu kullanılmakta ve akım her yarı çevrimde bir anahtarlama elemanı üzerinden akmaktadır. Ancak çıkışta transformatör kullanma zorunluluğu yoktur. Buna karşılık iki besleme kaynağı kullanma zorunluluğu maliyeti ve boyutları artırmaktadır. Bu durum yarı köprü inverterin uygulama alanını daraltmaktadır.

4.4.3.  Tam Köprü Bağlantılı İnverter

Bir fazlı tam dalga köprü inverter iki tane bir fazlı yarı köprü inverter olarak göz önüne alınabilir. Şekilde tam köprü inverter devre yapısı verilmiştir. Bu inverter devresinde, yük üzerinde değişken gerilim elde etmek için, her bir yarı çevrimde bir tristör çiftinin iletime sokulması gerekir.

Şekil 4.7 Tam dalga köprü inverter devresi

Bu inverterde çıkış gerilimi frekansı f  olduğuna göre  T= 1 / f  döneminin her bir yarısında T1, T4 ve T2, T3 anahtarları birlikte ve diğer anahtar çiftinin tersi işlevinde açma kapama yaparlar. Dolayısıyla yük DC kaynağa bir yarı çevrimde artı, diğer yarı çevrimde eksi olacak biçimde bağlanır. Şekilde endüktif bir yük için yük gerilimi, yük akımı, anahtar elemanları ve diyot akımlarının dalga biçimleri ile iletim sıraları verilmiştir.

Şekil 4.8 Endüktif yükte tam dalga köprü inverter dalga biçimleri

Bu inverterin diğerlerine göre en önemli üstünlüğü, çıkışta her tip yük için yarı kare gerilim dalga biçiminin elde edilebilmesidir. Bu inverter devresinin önemli üstünlüğü çıkışta transformatör gerektirmemesi, çıkışta dalga biçiminde değişim basamağı sayısının artırılabilmesidir. Ayrıca yalnızca iki anahtarlama elemanının eklenmesiyle üç fazlı inverter devresine dönüşebilir.

4.5. Aktarım Özelliklerine Göre İnverterler

İnverter devreleri kullandığı zorunlu aktarım yöntemine göre adlandırılabilirler. Bu nedenle, kullanılan aktarım devresine bağlı olarak inverterler dört ayrı grupta incelenebilir.

a)    Paralel aktarımlı inverterler,

b)   Seri aktarımlı inverterler,

c)    Darbe aktarımlı inverterler,

d)   Yük aktarımlı inverterler,

4.5.1. Paralel Aktarımlı Orta Nokta Bağlantılı İnverter

Paralel aktarımlı inverterin bağlantısı şekil 4.9’da verilmiştir. Burada T1, T2 yük akımını taşıyan tristörler, D1 ve D2 tristörlerin tıkanması durumunda yükte biriken enerjiyi kaynağa geri boşaltan diyotlardır. L ve C ise aktarım elemanlarıdır.

Şekil 4.9 Paralel aktarımlı orta nokta bağlantılı inverter devresi

Bu inverterde tristörlerin dönüşümlü olarak iletime sokulması ile DC kaynak, transformatörün birincil sargısının iki yarısına dönüşümlü olarak bağlanır. Böylece ikincil sargının uçlarında bir kare dalga gerilimi endüklenmiş olur. Endüktif yükte t=t1 anında T1 tristörü iletime geçince transformatör sargısının AC bölümünde E gerilimi olacak, böylece birincil sargı uçlarının tümü üzerinde 2E gerilimi oluşacaktır. C sığası da 2E gerilimine dolacaktır. Bu durumda akım c’den a’ya doğru akar ve c pozitif bir gerilimde olduğuna göre akım kaynaktan yüke doğrudur. t2 anında T2 tristörü tetiklendiğinde T1’e paralel bağlanan yüklü C sığası nedeniyle T1 tıkamaya geçecektir. Yük endüktif olduğu için ikincil sargıdaki akımın yönü ani olarak değişemez ve bu nedenle birincil sargıdaki akımında yönünü koruması gerekir. T1 tıkamada olduğuna göre akım için tek yol, D2 diyotu ve kaynak üzerinden, d’den c’ye doğru olan yoldur. D2 iletimde iken d, c’ye göre negatif olduğuna göre güç akışı yükten kaynağa doğru gerçekleşmiş olur. t3 anında yük akımı sıfıra indiği an D2 akımı da sıfıra iner ve T2 tetiklenirse iletimi üzerine alabilir. Bu durumda yük akımı yön değiştirebilir. T1 in tetiklenmesi ile T2 tıkamaya geçecektir. Akım D1 üzerinden akarak sıfıra düşer ve çıkış geriliminin dönem sonuna gelinerek T1 yeniden iletime geçer. Bu nedenle tristöre uygulanan tetikleme darbelerinin ya bütün yarım dalgayı kapsayan bir darbe treni biçiminde olması ya da akım sıfır geçişlerinin algılanması ile istenilen frekansı oluşturacak konumda  üretilen bir darbe olması gerekir. Bu inverterde endüktif yükte oluşan akım ve gerilim dalga biçimleri Şekil 4.10 ’da verilmiştir.

Şekil 4.10 Endüktif yükte çıkış dalga biçimleri

Paralel aktarımlı inverterin çıkış gerilimi dalga biçimi yükün türünden pek etkilenmez. Çıkış gerilimi frekansı tristörlerin tetikleme frekansına bağlıdır. Düşük frekanslarda çıkış transformatörü doyuma gidebilir ve aktarımı engeller. Devredeki L endüktansının görevi kapasitenin yüklenme akımını sınırlamaktır. Bu devrede kesimde olan tristörler üzerindeki gerilim, kaynak geriliminin iki katı olduğu için yüksek gerilim uygulamalarında bu yapı kullanılamaz.

4.5.2. Seri Aktarımlı İnverterler

Seri aktarımlı bir inverterin bağlantı biçimi Şekil 4.11’de gösterilmiştir. T1 tristörü tetiklendiği zaman L, C ve yükten oluşan seri rezonans devresi DC kaynağa bağlanır ve devrede sönümlü sinüs biçimli bir akım oluşur. Dolayısıyla çıkış frekansı rezonans devresinin frekansıyla sınırlıdır. Devrenin frekansı ile belirlenen bir süre sonunda bu akım sıfıra ulaşır ve T1 tristörü kesime gider. Bu anda kapasite üzerinde Şekil 4.12’de görüldüğü yönde bir gerilim oluşur. T2 tristörünün tetiklenmesi ile ikinci yarım çevrim başlar. Rezonans devresinde bu kez kapasite üzerindeki başlangıç geriliminden dolayı T2 üzerinden oluşan bir akım oluşur. Akım sıfıra ulaştığında T2 tristörü kesime gider ve böylece bir çevrim tamamlanmış olur. şekil 4.12’de bu devreye ilişkin dalga biçimleri gösterilmiştir.

Şekil 4.11 Seri aktarımlı inverter devresi

Şekil 4.12 Seri aktarımlı inverter dalga biçimleri

4.5.3. Darbe Aktarımlı İnverterler

En yaygın olarak kullanılan iki aktarım düzeneği McMurray ve McMurray-Bedford devreleridir.

4.5.3.1. Mcmurray Devresi
Darbe aktarımlı inverterler arasında yaygın olarak kullanılan McMurray devresinin bağlantısı Şekil 4.13’de verilmiştir. Bu devrede T1 ve T2 ana tristörler, TY1 ve TY2 ise T1 ve T2’nin susturulmasında kullanılan yardımcı tristörler olup, yalnızca aktarım amacı ile kullanılırlar. L ve C aktarım akımı için bir rezonans devresi oluştururlar. D1 ve D2 diyotları, yükün endüktif olması durumunda yükten DC kaynağa güç akışını sağlarlar ve aktarım olayına yardımcı olurlar.

Şekil 4.13 Mc-Murray inverter devresi

4.5.3.2. Mcmurray – Bedford Devresi

Uygulamada yaygın olarak kullanılan McMurray-Bedford devresinin bağlantısı Şekil 4.14’de gösterilmiştir. Bu devrenin üstün yönü yardımcı tristör gerektirmemesidir. Bu devrede T1’in tetiklenmesiyle T2 tıkamaya sokulmakta T2 ’nin tetiklenmesiyle T1 tıkamaya sokulmaktadır. Devrede gösterilen aktarım kapasiteleri C1 ve C2 ile aktarım endüktansları L1 ve L2 eşit değerde olup, endüktanslar aynı çekirdek üzerine sarılmıştır ( tek magnetik devre ).

Şekil 4.14 Mc-Murray Bedford inverter devresi

4.5.4. Yük Aktarımlı İnverterler

Bu invertelerde aktarım için gerekli etkin güç yük tarafından sağlanmaktadır. Bu nedenle bu tip inverterlere ‘yük denetimli inverterler’ de denilmektedir. İnverin beslediği yük, direnç- endüktans özelliğinde ise kondansatör eklemek yoluyla sığaç özelliği oluşturulup, aktarım için gerekli etkin güç yükten sağlanır. Kondansatörün yüke bağlanış biçimine göre iki gurupta incelenirler. [Pollack, 1972];

  • Seri rezonans devreli inverterler,
  • Paralel rezonans devreli inverterler,

Her iki devrede de devrenin rezonans frekansı;

fo =                                                                                                  (4.1)

yük devresinin sönüm katsayısı;

x =                                                                                         (4.2)

ve devrenin doğal frekansı;

Wd = Wo.                                                                                              (4.3)

4.5.4.1. Seri Rezonanslı İnverterler

Şekil 4.15’de görüldüğü gibi direnç-endüktans yüküne C sığası seri bağlanarak oluşturulan seri rezonanslı inverter devresinde dört tristör ve akımın her iki yönde geçmesini sağlamak için geri besleme diyotları kullanılmıştır. Bu devrede tristörlerin iletime girmeleri kapılarına uygulanacak darbelerle gerçekleştirilir.

Şekil 4.15 Seri rezonanslı inverter devresi

4.5.4.2. Paralel Rezonans Devreli İnverterler
Şekil 4.16’da görüldüğü gibi direnç  ve endüktans yüküne paralel bağlanan C kondansatörü ile oluşturulan paralel rezonanslı inverter devresinde dört tristör bulunur. Bu inverter devresinde kondansatör ani gerilim değişimlerine izin vermediği için devre girişteki büyük değerli seri endüktans ile akım beslemeli olarak çalıştırılır.

Şekil 4.16 Paralel rezonanslı devreli inverterler

4.6. İnverter Devrelerinde Frekans ve Gerilim Denetimi

İnverterler, kullanım amaçlarına göre iki grupta toplanırlar. Bunlardan birincisi doğru akım kaynağından alternatif akım üreten inverterler, ikincisi üretilen bu alternatif akımın gerlimini ve frekansını değiştiren inverterlerdir. Birinci durumda inverterin çıkış frekansını sabit olması dolayısıyla inverter yapısı son derece basitleştirilebilir. Fakat çoğu uygulamalarda gerilim ve frekans beraber denetlenmesi gerekmektedir. Bu durum inverterin yapısını karmaşıklaştırmaktadır. [Malvino, 1986 ]

4.6.1. İnvertelerde Frekans Denetimi

İnverterlerin çıkış frekansının denetimi, istenen alternatif akım biçiminin her yarı periyotta uygun yarıiletken anahtar elemanlarının ( Tristör, Transistör, MOSFET vb.) tetiklenerek, iletime girme sayısıyla değişir.

Anahtarlama elemanlarını iletime sokan kontrol devreleri anahtarlama elemanlarının sırasını uygun olarak vermelidir. Bu işlem bir frekans üreteci ile yapılır. Frekans üretecinin zamanlama vuruşları mantık devreleri tarafından üretilir. Üretilen bu tetikleme sinyali anahtarlama elemanlarına verilir. Burada inverter frekansı referans osilatör ile belirlenir.

4.6.2. İnverterlerde Gerilim Denetimi

İnverter uygulamalarında, alternatif akım çıkış geriliminin doğru akım besleme gerilimine oranının sürekli bir şekilde denetlenmesi sık karşılaşılan bir durumdur.

Motor denetiminde kullanılan evirgeçlerde, motorun değişik frekans değerlerinde belirli (V/f ) oranını sağlamak, kesintisiz güç kaynaklarında giriş gerilimi değişimlerini karşılayabilmek için, çıkış gerilimini denetlemek gerekir.

İnverterlerde gerilim denetimi şu yöntemlerle yapılabilir;

1-      İnverterin ürettiği dalganın yapısına göre giriş gerilimi ayarlanabilen inverterler,

a)      Ayarlı transformatör yardımıyla gerilim değiştirilmesi,

b)     Tam denetimli doğrultucu ile gerilim denetimi,

c)      Denetimsiz doğrultucu ve doğru gerilim kıyıcıyla gerilim denetimi,

d)     Faz kaydırma ile gerilim denetimi,

2-      İnverter çıkış geriliminin, inverter içinde denetimi,

a)    Darbe genişlik denetimi

b)    Darbe genişlik bindirimi

4.6.2.1. Ürettiği Dalga Yapısına Göre Giriş gerilimi ayarlanabilen inverterler

4.6.2.1.1. Ayarlı Transformatör Yardımıyla Gerilim Denetimi

Şekil 4.17’de görüldüğü gibi ayarlı transformatör, doğrultucunu alternatif akım şebekesinden beslendiği yere yerleştirilmiştir. Bu devrede transformatörün ayarlı uçları basit bir kapalı çevrim düzeneği ile ayarlanır. Böylece inverteri besleyen doğru gerilimin genliğinin değiştirilmesi sağlanır.

Bu gerilimin ayarı, inverter çıkışındaki dalga biçiminin değişmediği ve doğrultucunun çıkış geriliminin sabit genlikte olduğu durumlarda kullanılır. Gerilimin değişmesi için ayarlı transformatörün değişken ucunun kaydırılması gerekir.bu işlemin yapılması belli bir gecikmenin oluşmasına sebep olur (etki ve tepki arasındaki gecikme).

Şekil 4.17 Doğrultucu girişinin ayarlı transformatör ile denetimi

Şekil 4.18’de görüldüğü gibi ayarlı transformatör inverterinin çıkışındaki yük girişinde de az kullanılabilir. Bu durum geniş frekans aralığında çalışma olanağı tanımasına rağmen, transformatör tasarımı açısından sorunlar doğurur.
Ayarlı transformatör primer yanının sabit frekansla beslenmesi ancak sekonder kısmının çalışması frekansının geniş olması demir kesitinin büyük olmasını gerektirir.

Şekil 4.18 İnverter çıkış geriliminin ayarlı trafo ile ayarlanması

4.6.2.1.2. Tam Denetimli Doğrultucu Yardımıyla Gerilim Denetimi
Bu yöntemde inverter girişine Şekil 4.19’daki gibi tam denetimli tristörlü doğrultucu bağlanır. Büyük gerilimlerde güç katsayısı küçük olasına karşılık tam denetimli doğrultucularda güç katsayısı çıkış gerilimi ile doğru orantılıdır.

Şekil 4.19 Tam denetimli doğrultucu ile inverter çıkış geriliminin denetimi

Burada inverter çıkışındaki gerilimin denetlenmesi için tam denetimli doğrultucu devresindeki tristörlerin devresindeki tristörlerin tetikleme açılarının değiştirilmesi gerekmektedir. Şekil 4.19’daki LC süzgeç devresi, doğrultucu çıkışındaki dalgacığı azaltıp süzülmüş bir doğru akım gerilimi elde etmek için kullanılmıştır.

4.6.2.1.3. Denetimsiz Doğrultucu ve Doğru Gerilim Kıyıcıyla Gerilim Denetimi

Gerilim denetiminde kullanılan diğer bir yöntem ise Şekil 4.20’de görüldüğü gibi doğrultucu ve doğru gerilim kıyıcıyla oluşturulmaktadır. Diyotlardan oluşan tam dalga doğrultuculardan alınan sabit genlikli doğru gerilim, kıyıcıdan geçirilerek, doğru gerilimin ortalama değeri değiştirilir.

Bu devrede, güç katsayısının yüksek olması ve LC süzgecinin zaman sabitinin küçük olmasından dolayı gerilim denetimde daha hızlı hareket sağlanır. Buna karşılık, ardışık olarak güç denetimi sağlayan iki devrenin bu bağlantısı sistemi karmaşıklaştırır ve maliyeti arttırır.
Şekil 4.20 Doğrultucu ve doğru gerilim kıyıcıyla gerilim denetimi

4.6.2.1.4. Faz Kaydırma ile Gerilim Denetimi

Faz kaydırma ile gerilim denetimi için aynı D.C kaynağından beslenen, aynı frekansta çalışan iki inverter gerekmektedir. İnverter çıkış gerilimleri bir transformatörle toplanır. Gerilim denetimi, bir inverterin çıkışının diğerine göre fazının kaydırılmasıyla yapılır. Böylece faz farkları olan iki gerilim dalgasının toplanmasından oluşan bileşke dalga, yüke uygulanır. Kullanılan transformatör zig-zag sargılıdır. Çıkışların birleştirilmesi ile gerilim dalgası 12 basamaklı olur. Harmoniklerin etkisinin azalmasına karşın sistem oldukça pahalıdır. Faz kaydırma ile gerilim denetimi yapan sistemin bağlantı biçimi Şekil 4.21’de verilmiştir.

Şekil 4.21 Faz kaydırma ile gerilim ayarı

4.6.2.2. İnverter Çıkış Geriliminin İnverter İçinde Denetimi

4.6.2.2.1. Darbe Genişlik Denetimi

Şekil 4.22’de görülen inverterde gerilim denetimi, aynı kolda bulunan T3 ve T4 tristörlerini, T1 ve T2 ‘ye göre belli bir gecikmesiyle iletime sokulmasına dayanır. Şekil 4.23’de görüldüğü gibi biri diğerine göre f açısı kadar faz kaydırılmış iki kare dalga değişimi elde edilir.
Sonuçta yük uçlarında Vab = Vao –Vbo gerilim elde edilir. Faz farkı büyüklüğüne göre çıkış gerliminin değeri değiştirilmiş olur.

Şekil 4.22 Bir fazlı köprü inverter

Şekil 4.23 Darbe genişlik denetimi ile inverter çıkış geriliminin denetimi

4.6.2.2.2. Darbe Genişlik Modülasyonu (PWM)

Kıyma ya da darbeleme tekniği, inverterin değişken gerilim çıkışını denetlemek için kullanılabilir. Kare ya da basamak dalga çıkış gerilimleri, her periodda birkaç kez yinelenir ve böylece eşit genlikte birkaç darbe elde edilebilir. Her bir darbenin genliği inverterin giriş geriliminin genliğine eşittir. Şekil 4.24’de darbe genişliği T1 ile sıfır süresi T2 yarım periyot boyunca değişmezler. Çıkış genliği yarı periyot boyunca olan toplam iletim süresinin değiştirilmesiyle denetlenebilir. Darbe genişliğini sabit tutup, darbe sayısını değiştirmekle ya da darbe sayısını değiştirmeyip darbe genişliğini değiştirmekle elde edilir. Kısaca özetleyecek olursak ; inverter çıkışının gerilimi, anahtarlama elemanlarının iletimde olduğu sürenin, tıkamada olduğu süreye oranının değiştirilmesi ile elde edilir.

Şekil 4.24 Darbe genişlik bindirimli dalgaların temel biçimleri

İnverterdeki yarıiletken anahtarlama elemanlarının tetikleme anlarını belirlemek ve eş zamanlamayı sağlayabilmek için Şekil 4.25 (a)’da gösterilen yöntem kullanılır. İnverterin çıkışının gerilimin ve frekansını belirleyecek bir sinüs referans işareti, frekans ve genliği sinüsten daha büyük bir üçgen dalga ile karşılaştırılır. Bu iki işaretin çakışma noktaları, anahtarlama elemanlarının tetikleme anlarını belirler. Bindirimli işaret, iki işaretin eşit olduğu noktalarda seviye değiştirmektedir.

İnverter çıkış gerilimini azaltmak ve yükseltmek için referans sinüsün genliği azaltılır veya yükseltilir. Frekansın değiştirilmesi sinüs işaretinin frekansının değiştirilmesi ile elde edilir. Darbe genişlik bindirimli inverterler, her yarı periyotta ayrı dönemde yalnızca iki darbe verecek şekilde yapılabilirler.  [Şekil 4.25 (b) ]. Burada, prensipte görülen en küçük harmonikler 5. Ve 7. Dereceden harmoniklerdir. Yarı periyottaki darbe sayısı arttıkça harmonik sayısı harmonik sayısı azalır.

Şekil 4.25 (a) Referans sinüse göre üçgen dalgaya ilişkin inverter çıkışı

(b) Frekansı değiştirilmiş referans sinüse göre inverter çıkışı

4.7. Filtre Ünitesi

UPS’nin giriş, şarj, inverter ve çıkış ünitelerinde istenmeyen elektriksel üniteleri yok etmeye veya değiştirmeye yarayan direnç, kondansatör ve self’lerle yapılan pasif elektronik devrelerdir. Her bir ünite için ayrı malzemelerden dizayn edilirler ve farklı işlevleri vardır.

4.7.1. AC Şebeke Filtreleri

Şebeke hattındaki elektriksel gürültüleri yok etmek çok kısa süreli ani gerilim piklerinin şarj veya by-pass ünitelerine zarar vermesini önlemek ve UPS şarj ünitesinden kaynaklanan bozulmaların şebekeye yansımasını engellemek amacıyla kullanılır. AC endüktans ve AC kondansatörlerle yapılırlar. (Endüktanslar ses yapmamaları için hava nüveleri olarak imal edilirler ).

UPS’nin yapısına göre bir fazlı veya üç fazlı olabilirler. UPS’nin gücüyle orantılı olarak güçlerin artması gerekir. Düşük güçlü UPS’lerde kullanılmayabilirler.

4.7.2. DC Şarj Filtreleri

Şarj ünitelerinde tristör kontrollü olarak doğrultulup elde edilen bozuk DC geriliminin akü şarjına uygun düzgün bir DC gerilimine dönüştürülmesi ve ani akım yüklemelerinin tristöre zarar vermesinin engellenmesi için kullanılırlar. Ripple düzeltme ünitesidir. DC endüktans ve DC kondansatörlerden oluşur.

Filtrelerdeki DC endüktansın değeri yüksek olduğu için saç üniteleri olarak imal edilebilirler. Endüktör DC akü hattının + ve – gücüyle orantılı güçte olduğu için boyutları büyük maliyetleri yükseltir. OFF-LİNE UPS’ler ve LİNE-İNTERACTİVE UPS’ler ve sinüsoidal çıkışlı ON-LİNE UPS’lerde kullanılmazlar. Dolayısıyla UPS’lerin maliyetleri düşük olur. İnverter filtre kondansatörleri AC yapıda, gerilimleri akü geriliminin en az iki katı değerde ve güçleri UPS gücüyle orantılı olacak şekilde kullanılırlar. Yüksek güçlerde boyutları ve maliyetleri büyüktür.

4.7.3. AC Çıkış Filtreleri

İnverter ünitesinde üretilerek çıkış trafosu ile yükseltilen çıkış gerilimi üzerindeki düşük güçlü ve kısa süreli elektriksel gürültülerin yok edilmesi ve dalga şeklinin sinüs biçimine dönüştürülmesi amacı ile kullanılırlar. Taş dirençlerle AC kondansatörlerle yapılırlar. AC kondansatörler genellikle 250 VAC gerilim değerinde ve UPS marka, model ve gücüne göre değişik kapasitede olurlar. Taş dirençlerin gücü ve direnç değeri UPS çıkış gücüne bağlı olarak değişir.

Kare dalga çıkışlı OFF-LİNE UPS modeli dışında bütün UPS’lerde kullanılması gerekir. Genellikle küçük boyutlu olurlar ve maliyetleri yüksek değildir.

4.8. Akümülatör Ünitesi

UPS’lerde şebeke gerilimi kesildiği zaman inverter ünitesinin ihtiyaç duyduğu DC gerilimi sağlayan bölümdür. Genellikle 12 V veya 6 V’luk aküler kullanılır. UPS’lerin DC beslenme gerilimleri bu akülerin seri olarak birbirine bağlanmasıyla elde edilir. Şebeke geriliminin kesilmesinden sonra UPS’nin çalışma süresi akülerin kapasiteleri ile belirlenir. ON-LİNE UPS şarj ünitesinin ürettiği DC gerilimin filtrelenmesi işlevini de yerine getirirler. Bu yüzden ON-LİNE UPS’ler şebeke kesildiğinde aküsüz çalıştırılamazlar. Eğer böyle bir çalışma isteniyorsa şarj ünitesi filtrelerinin arttırılması gerekir.

4.8.1. Akü Çeşitleri

Genel olarak iki tip aküden bahsetmek mümkündür.

  • Kurşun asit aküler
  • Nikel- kadmiyum aküler

4.8.1.1. Kurşun Asit Aküler

Kurşun asit aküler ( 12V ) 6 hücreden oluşmakta her hücre kurşun elektrolitleri içermektedir. Kurşun asit aküler, sabit voltaj ve sabit akım methodu ile şark olurken, akülerin ( V ) terminal voltajı yavaş yavaş artar. Belli bir süre şarjdan sonra terminal V voltajı hızlıca artmaya başlar. Keskin artış, gazlanma konumunda oluşur. Bu gazlanma hali, elektrolitleri içeren suyun elektrolizinden kaynaklanır. Elektroliz, pozitif plakada O2 gazının, negatif plakada H2 gazının oluşmasına sebep olur.

Bu süre içinde gaz basıncını azaltmak için kataliz işlemi uygulanır. Yüksek gazlanma koşulları altında akü şarj olurken akünün gaz basıncı ve sıcaklığı artmaya devam eder. Oluşan bu sıcaklık ve gaz, akülerin ömrünü azaltır ve hatta patlama tehlikesine sebep olurlar. Gaz halindeki terminal voltajı akü tipine bağlı olarak değişir. Bu değer, kurşun asit akü için (12 V 7Ah hücreli ) 13.6 V ‘tur.

Akü şarjı sırasında oluşabilecek tüm olumsuzlukları gidermek için bulanık mantık ( fuzzy lojik) kontrol devreleri kullanılmaktadır. FLC ( Fuzzy logic controller ) olarak anılan bu devreler, şarj akımının uygun seviyesini sağlamakta ve akü parametrelerine (akü tipleri, kapasiteleri, maksimum olabilir şarj akımı ( Icm ), gaz hali voltaj değeri, sıcaklık, üretici toleransları, akünün dinamik zaman sabiti, akünün yaşı ve gaz halinin oluşmasına etki eden diğer parametreler…) gerek duymadan çok etkili şarj saykılını vermektedirler. FLC’ler ayrıca düşük maliyetinden dolayı kullanıcılar için uygundur.

4.8.1.2. Nikel – Kadmiyum Aküler

Nikel–kadmiyum akülerin şarjına yarayan çok sayıda devre tasarımı gösterilebilir. Bu devrelerde, akümülatörlerin otomatik olarak doldurulması amacıyla çok karmaşık ve pahalı düzenlerin kullanılması yoluna gidilmektedir. Eğer devre aşırı basit olursa aküler kısa bir süre içinde, zarar görecek biçimde doldurulurlar. Bu özellik, modern elektronik düzenlerin beslenmesinde kullanılan kesintisiz güç kaynaklarındaki sürekli tampon çalışmada kalan akümülatörler için bir sorundur. Bu yüzden genelde otomatik Ni-Cd doldurucu devreleri kullanılmaktadır.

4.9. Statik Ve Manuel By-Pass Anahtar

UPS’lerde çıkış yüklerinin inverterden veya şebekeden beslenmesine karar veren ve aktarma işlemini yapan bölümdür.

Statik By-Pass, tristör blokları ve bir kontrol kartından oluşur. Kontrol kartı inverterin çıkış gerilimini, çıkış akımını ve frekansını sürekli olarak kontrol eder ve tolerans dışı kaymalar olursa yükü kesintisiz olarak şebekeye aktarır. Hata ortadan kalkıncaya kadar yük şebekede kalır. Statik By- Pass’ın birinci amacı yükte oluşabilecek kısa devrelerde veya aşırı yüklenme durumlarında inverter modülünün zarar görmesini engellemektir. İkinci amacı ise inverterde oluşabilecek herhangi bir arıza durumunda yükün beslenmesine devam edebilmesidir.

UPS’nin arıza yapması yada bakıma alınması durumunda yükün şebekeye aktarılması için manuel By-Pass şalteri kullanılır. Manuel By-Pass anahtarı iki konumlu bir pako şalterdir. Bazı UPS’lerde 1-0-2 şalter kullanıldığı için aktarma anında bir kesinti oluşur. Ancak bazılarında 1-2 özel pako şalter kullanıldığı için çıkışta kesinti oluşmaz. Bu şalter geçiş anında şebeke ile UPS’yi kısa devre ettiği için aktarma yapılırken  şebeke ile UPS’in gerilim ve faz olarak birbirinden çok farklı olmamasına dikkat edilmelidir.

4.10. Haberleşme Ünitesi

UPS’lerde kullanıcı ile ilgili bilgilerin herhangi bir aracıyla kullanıcıya iletilmesini sağlayan bilgisayar ile seri haberleşme ünitesidir. UPS’nin çıkış gerilim değeri, yük yüzdesi, şebekenin olup olmadığı ve akü grubunun durumuna ilişkin bilgiler seri haberleşme ile bilgisayara aktarılarak herhangi bir kesinti ve arıza durumunda kullanıcı uyarılmış olur. Bu ünite özellikle yüksek güçlü cihazlarda gereklidir. Çünkü bu cihazlar büyük boyutlu olurlar ve kullanıcıdan uzak bir yerde bulunurlar. Dolayısıyla kullanıcı UPS ön panel bilgilerini ve ses uyarılarını algılayamaz. Ayrıca OFF-LİNE UPS’lerde kesintiden bir süre sonra NETWORK sistemini otomatik olarak kapatan yazılımlarda vardır.

4.11. Trafo Ünitesi

Trafolar kısaca manyetik alan etkileşimi ile çalışan AC gerilim dönüştürücüleri olarak tanımlanabilirler. UPS’lerde kullanılan trafoları giriş trafoları, çıkış trafoları, besleme ve işaret trafoları olarak üç gruba ayırabiliriz.

4.11.1. Transformatör tanıtımı

Alternatif güç dönüştüren elektriksel devre elemanlarıdır. Genelde iki giriş ucu ve iki çıkış ucu vardır. Giriş uçlarına primer ( birincil ) uçlar, çıkış uçlarına da sekonder ( ikincil ) uçlar denir. Transformatörde, gerilim hangi uçtan uygulanmışsa o iki uca primer uç denir. Çıkış alınan uçlara ise transformatörün sekonder uçları denir. Transformatörün girişine bir D.C gerilim uygulanırsa çıkışında herhangi bir  gerilim ölçülmez. Gerek zayıf-akım, gerekse kuvvetli-akım tekniğinde transformatörler çok çeşitli isimler almaktadır. Örneğin redresör ( doğrultucu ) transformatörleri flaman transformatörleri, izolasyon transformatörleri, çıkış transformatörleri, güç transformatörleri, gerilim transformatörleri vb. Zayıf akımda kullanılan şebeke transformatörleri, yalıtma transformatörleri, oto-transformatörleri, gerilim transformatörleridir. [Tirben, 1981 ]

İdeal halde, bir transformatör girişine uygulanan alternatif güç, çıkışındaki alternatif güce eşittir. Transformatörlerde verim çıkış gücünün, giriş gücüne oranı olarak tanımlanmaktadır. Verim şu şekilde ifade edilmektedir.
Şekil 4.26 Transformatör eşdeğer devresi

Po : Alınan güç;

Pi : Verilen güç;

VERİM = h =                                                                                              (4.4)

V1: Transformatör girişine uygulanan gerilim (V),

V2 : Transformatörün çıkış gerilimi (V),

N1 : Transformatörün girişindeki sarımların sargı sayısı,

N2 : Transformatörün çıkış sargılarının sarım sayısı,

I1 : Primer akımı (A),

I2 : Sekonder akımı(A),

olduğuna göre dönüştürme oranı;

= a                                                                                           (4.5)

4.11.2. Transformatör Hesabı

Transformatör yapımında kullanılan malzemeleri 1- İletken malzemeler, 2- yalıtkan malzemeler, 3- magnetik malzemeler olmak üzere üç kısıma ayırabiliriz. Sargı teli olarak bakır teller tercih edilmektedir. Yalıtkan malzemeler seçilirken ‘elektrikse, mekanik, termik ve kimyasal’ özellikler göz önüne alınır. Kullanılan yalıtkan malzemeler şunlardır; Ağaç, fiber, ebonit, bakalit, kağıt, yalıtkan bez, makaron, amyant, mika, keten şerit, ipek şerit ve vernikleri sayabiliriz. Magnetik- çekirdek malzemesi olarak silisyumlu çelik saçlar kullanılmaktadır.

V1 = 4,44.f.N1.f.10-8 (V)

V2 = 4,44.f.N2.f.10-8 (V)

f      : Magnetik akı (Maxwell),

f  : Transformatörün girişine uygulanan gerilimin frekansı (Hz),

KGK’lerde olduğu gibi, gerilim daha yüksek değere çıkarmak için transformatör girişine uygulanan sinyal kare dalga şekli olmalıdır. Bu durumda 4,44 katsayısı yerine 4 kullanılır. Burada bahsi geçen  f magnetik akısı şu bağıntıyla hesaplanır.

f = B.S                                                                                                              (4.6)

B magnetik akı yoğunluğu birimi ( Gauss ), S magnetik gövde kesiti birimi cm’dir. Günümüzde, SI birim siteminde B magnetik akı yoğunluğu birimi Weber/m2, f magnetik akı birimi de Weber ‘dir. Kısaca Weber/m2 birimi Tesla  (1 Tesla = 10000 Gauss ), 1 Weber = 10 Maxwell eşitlikleri kullanılır.

Transformatör sac cinsine göre B = 6000 ile 16000 Gauss arasında muhtelif değerler alır. Adi transformatör sacları için yaklaşık 7500 Gauss alınırsa hesaplamalar daha tutarlı sonuç verecektir. Magnetik çekirdeğin gövde kesidi; primer ve sekonder sargılarının sarıldığı bobin karkasının kavradığı çekirdeğin yüzölçümüdür. Buna göre; Ave H boyutlarının çarpımına eşittir.

Transformatörlerde akım yoğunluğu, soğutmasız tiplerde Id = 1.7 A/mm ve soğutmalı tiplerde Id = 3 A/mm olarak alınır. Bir telin çapı d ile kesiti Q arasında şu bağıntı vardır.

Q = 0,8.d                                                                                                           (4.7)

4.11.3. Transformatör Güç Kayıpları

Transformatör demir-çekirdekteki bobinde kayıplar şu şekildedir.

1.  Sargı iletkenindeki bakır kayıpları,

2.  Demir çekirdekteki girdap akımı kayıpları,

3.  Çekirdeğin histerezis kayıpları,

4.  Dielektrik histerezis kayıpları,

Kayıplar arttıkça transformatör verimi azalacaktır.

4.11.4. Güç Hesabı

Zamanın herhangi bir anında gerilim ve akımın  çarpımı ani güç olarak tanımlar.

P = V.İ                                                                                                             (4.8)

Bir sistemde V.İ çarpımına görünür güç denir ve S simgesiyle belirtilir. S’nin birimleri Volt-amper (VA) ve kilovolt-amper  (kVA) ‘dır. V.İ.sin q çarpımına reaktif güç denir. Birimi volt-amper reaktif (VAr) veya (kVAr) ‘dır. V.İ.cos q çarpımına ise ortalama güç denir. Birimi Watt veya kWatt ‘dır. Buradaki q ise faz açısıdır.

4.11.5. Giriş Trafoları

Şebeke gerilimini düşürerek veya yükselterek aküleri şarj edebilecek düzeye getiren trafolardır. Giriş trafoları oto trafoları ve izole trafoları olarak iki farklı yapıda olabilirler. Giriş trafoları ON-LİNE UPS’lerde çıkış gücünün %30’u kadar bir güçtedir. OFF-LİNE ve LİNE-İNTERACTİVE UPS modellerinde  çıkış gücünün %10’u veya %30’u civarında yapılırlar. İzole giriş trafoları özellikle ON-LİNE UPS’lerde çok fazla yer kaplarlar ve maliyeti yükseltir. Maliyeti düşürmek için bazı yerlerde oto-trafoları kullanılır.

4.11.6. Çıkış Trafoları

Çıkış trafoları inverter ünitesinin akü gerilimi civarında ürettiği AC işareti 220 VAC ’ye yükselten izole yapıdaki trafolardır. UPS’nin yapısına göre değişik sargılara sahip olabilirler. OFF-LİNE UPS ’lerde aynı zamanda giriş trafosu olarak kullanıldıkları için bu cihazlarda tek trafo vardır.

Çıkış trafosu UPS çıkış gücünü karşılayabilecek güçte olmak zorundadır. Büyük boyutludurlar ve maliyetleri yüksektir.

4.11.7. Besleme Ve İşaret Trafoları

Elektronik kartların beslemesini sağlayan ve giriş-çıkış geriliminden küçük genlikli, işaret boyutunda örnekler almak için kullanılan izole tipte trafolardır. Besleme trafoları UPS modellerine göre 10-20 W gücünde olabilirler. UPS çıkış gücüyle doğrudan bir bağlantıları yoktur. Aynı marka ve modeldeki UPS’nin kontrol kartları bütün güçlerde aynı olduğu için besleme trafoları da değişmez. İşaret trafoları giriş ve çıkış gerilimlerini ölçmek ve elektronik kartlara geri besleme bilgisi vermek için kullanılırlar. Güçleri 10-15 W civarındadır ve bütün güçlerdeki UPS’lerde aynıdırlar. Maliyetleri yüksek değildir.

BÖLÜM V

KESİNTİSİZ GÜÇ KAYNAĞI DEVRESİ TASARIMI VE GERÇEKLEŞTİRİLMESİ

5.1. Devrenin Blok Diyagramı ve Devrede kullanılan Tüm Katlar

Bu çalışmada tasarlanan ve gerçekleştirilen kesintisiz güç kaynağının blok diyagramı Şekil 5.1’de görülmektedir.

Şekil 5.1 Devrenin blok şeması

Blok diyagramındaki tüm katlara ilişkin gerekli açıklamalar ayrıntılı biçimde verilmiş olup, her katta kullanılan devreler ve bu devrelerin nasıl çalıştığı anlatılmıştır. Devre şu katlardan oluşmaktadır.

a- Doğrultucu katı,

b- Akü şarj katı,

c- Sürücü katı,

d- Kontrol katı,

e- İnverter ve çıkış katı,

UPS sistemimiz, normalde şebekeden besleme yapmakta bu sırada doğrultucu ve akü şarj ünitesi üzerinden  12V (7Ah)’lik aküyü şarj etmektedir. Şebekede kesinti olduğunda kontrol katı sayesinde, sürücü katı  ve inverter üzerinden 12V’luk DC gerilimi 220V AC gerilime dönüştürerek, OFF- LİNE, kesintisiz güç sağlamaktadır.

5.1.1. Doğrultucu Katı

Doğrultucu katı, UPS blok diyagramına bakıldığında ilk katı oluşturur. 220V/15V 25W’lık tek fazlı bir şebeke transformatörü, doğrultucu köprü diyotlar, ve filtre kondansatöründen oluşmaktadır. Doğrultucu katı sayesinde 220V AC şebeke gerilimi yaklaşık 15V DC gerilime dönüştürülür ve akü şarj katına gerekli olan enerjiyi sağlar.

Şekil 5.2 Doğrultucu devresi

5.1.2. Akü Şarj Katı

Akü şarj katı için kullanılan devre şeması Şekil 5.3’de verilmiştir. Akü şarj devresi için LM358P opamp entegre devresi kullanılmış, doğrultucu katından elde edilen gerilim ile akü üzerindeki gerilim bir komparatör devresi yardımıyla karşılaştırılmıştır. Akü geriliminin 13V’un altında olduğu durumda akünün şarj edilmesi sağlanmıştır. Bu esnada akü şarj ledi yanmakta ve gerilim 13V’un üstüne çıkana kadar şarj devam etmektedir.

Şekil 5.3 Akü şarj katı devresi

5.1.3. Kontrol Katı

Kontrol katında üç kontaklı 220V AC röle kullanılmıştır. Bu sayede, şebekede enerji varken yük şebekeden beslenmekte, herhangi bir kesinti durumunda ise yükü inverter ünitesine bağlamakta ve yük aküden beslenmektedir.

5.1.4. Sürücü Katı

Sürücü katında monostable-astable multivibratör olan CD4047 entegresi kullanılmıştır. Bu entegrenin +Trigger, -Trigger, Astable, Astable, Retrigger ve MR (Master Reset ) girişleri vardır. Q ve Q’ gibi iki adet tamponlanmış çıkışları ve bir adet osilatör çıkışı mevcuttur. Çıkışlar birbirinden 180o faz farklıdır. Aküden beslenen bu kat çıkışında, frekansı ayarlanabilen birbirinden 180o faz farklı kare dalga formunda iki sinyal elde edilir. Bu entegrede frekans 1, 2, 3, bacaklarına bağlanan R ve C elemanları ile hesaplanır.

(4.9)

50 Hz ‘lik anahtarlama frekansı için C = 100 nF ve R = 51,7 kW seçilmiştir.

Q ve Q’ ’ünden elde edilen 180o faz farklı 50 Hz ‘lik sinyaller totem-pole yapılı BD135 ve BD136 transistörlerinden oluşan devre yapısına uygulanmaktadır. Buradan alınan sinyaller sayesinde inverter katındaki mosfetler daha kararlı anahtarlanmaktadır.

Şekil 5.4 CD4047 Anahtarlama sinyalleri

5.1.5 İnverter ve Çıkış Katı

Sistemde kullanılan inverter katı, çıkış transformatörlü orta nokta bağlantılı inverter (Push- Pull ) yapısındadır. Tasarlanan devrede çıkış transformatörünün primer sargısına  güç mosfetleri aracılığı ile kare dalga uygulanmaktadır. Sistem maksimum 80W’lık yük için tasarlanmış olup, S = 100VA’lik 220/2*12V’luk orta uçlu bir trafo kullanılmıştır. İnverter katında, primer tarafında, yaklaşık 8-10A akım çekilmektedir. Bunun için, güç transistörleri de kullanılacağı gibi aşağıdaki sebeplerden dolayı güç mosfetleri seçilmiştir.

a- Kazançlarının sabit olması,

b- Yüksek sıcaklıklarda daha güvenli çalışabilmeleri,

c- Anahtarlam hızlarının yüksek ve anahtarlama kayıplarının daha küçük olması,

d- Kontrol devrelerinin daha az karmaşık olması,

e- Daha ekonomik olması, v.b.

Devreden geçen akım ve gerilim değerlerine göre, piyasada çok rahat bulunan ve iç direnci çok küçük (mW) olan  IRF540N güç mosfetleri seçilmiştir.

Devrenin ilk çalıştırılmasında, mosfetlerin turn-on zamanında meydana gelen yüksek peak gerilim değerini süzmek amacı için turn-on snubber kondansatörü olarak 1mF/ 50V’luk kondansatör seçilmiştir.

Ayrıca mosfetlerde oluşabilecek ısınmayı önlemek için uygun birer soğutucu tipi kullanılmıştır. Şekil 5.5’de sürücü katı, inverter katı ve çıkış katı beraber verilmiştir.

Şekil 5.5 Sürücü katı, inverter katı ve çıkış katı

BÖLÜM VI

DENEYSEL ÇALIŞMALAR

Çalışır duruma getirilen OFF-LİNE modelindeki UPS sisteminde aşağıdaki deneysel çalışmalar yapılmıştır.

Not : Akü gerilimi 13.5V iken aşağıdaki sonuçlar alınmıştır.

Tablo-1 Deneysel sonuçlar

Yük

( W )

Gerilim

( V )

Sekonder akımı( A ) Primer

Akımı ( A)

Akü Dayanım süresi ( dk)
40 245 0,158 3,45 65
60 238 0,24 5,25 40
75 225 0,31 6,92 18
100 204 0,49 9,15 6

Yapılan bu deneysel çalışmalardan alınan sonuçlarda; yük akım çektikçe akü gerilimi ve buna bağlı olarak çıkış gerilimi yavaş yavaş düşmüş ve toplam süre boyunca ölçülen akım ve gerilim değerlerinin ortalaması alınmıştır. Akü boş iken doğrultucu ünitesi ile şarjı esnasında yaklaşık 1,5A ile şarj olduğu ve akımın, akü doldukça 1,0A seviyelerine düştüğü ve akü gerilimi 13.5V seviyelerine geldiğinde ise şarjı otomatik olarak kestiği gözlenmiştir.

Ayrıca kontrol katında kullanılan rölenin şebeke kesintisi durumunda yükü, inverter ünitesine bağlama süresinin hissedilmeyecek kadar (ms) az olduğu gözlenmiştir.

kolayca anlaşınabilen kuru akü,

  • Şebeke kesildiğinde tam yükte 15-20 dk. kesintisiz güç sağlayabilme,
  • Şebeke kesildiğinde UPS ‘in çalışmasının istenmediği zamanlar için kontrol anahtarı,
  • Şebeke geriliminin olduğunu gösteren ışıklı uyarı,
  • Otomatik akü şarjı,
  • Aşırı akıma karşı koruma,

Frekans kararlılığı, gerilim regülasyonu, gerilim kararlılığı, aşırı yük, kısa devreye karşı koruma, verim ve kalite bakımından zaman zaman standart seviyelerin altında kalmasına rağmen yapılan çalışma temel teşkil edip, teknolojideki gelişmeler bu cihaza adapte edilirse, büyük maliyetlerle ithal edilen cihazların seviyesine ulaşılmış olur.

UPS çıkışının sinüs olmasını sağlamak için mikroişlemci denetimli PWM (Pulse Width Modulation) sinyallerinin kullanılması gerekmektedir. Burada kaliteli sinüs olması için, modülasyonda  kullanılan darbelerin frekansının olabildiğince yüksek olması gerekmektedir.

UPS sistemlerinde kullanılan mikroişlemciler sayesinde RS232 haberleşme arabirimi ile UPS ‘in bilgisayara bağlantısı yapılabilir. Ayrıca mikroişlemci sayesinde UPS üzerinde akü geriliminin seviyesi digital displeylerle gösterilebilir.

Bu çalışma güç elektroniği konusunda çalışanlar için bir kaynak olabilir. Güç elemanlarının güç sınırları, anahtarlama frekansları ve/veya transformatör daha yüksek güçte imal edilerek çıkış gücü istenildiği kadar arttırılabilir. Akü sayısının arttırılması veya daha yüksek amper-saatlik (Ah) aküler ile de daha uzun kesintisiz güç sağlanabilir.

Ups Güç Kaynağı Nedir

Ups Güç Kaynağı Nedir:

Özellikle bilgisayar kullanımında KGK, donanımının yanı sıra, yazılımları da koruyucu bir özellik taşıyor. Herhangi bir çalışma anında aniden kesilen elektrik nedeniyle herhangi bir işinizin yarım kaldığını ya da oluşan hataları gidermek için ne kadar emek ve para harcadığınızı düşünün. KGK kullanımı ile elektrik kesintilerinde veya düzensizliklerinde bilgisayarlarınızı çalıştırmaya devam edip uygulamalarınızı kullanabilir, işinizi tamamlayabilirsiniz.

Sadece elektrik kesilmesi bilgisayar kullanıcıları için sorun oluşturmaz. Şebeke voltajı Türkiye için 220 volt dense de aslında çeşitli sebeplerle bu gerilim artabilir, azalabilir, yani şehir şebekesinden her zaman düzenli olarak 220 voltluk gerilim alamayız. Fırtınalı havalarda elektrik direklerinin yıkılıp tellerin kopması, trafoya veya yakınlardaki bir elektrik kaynağına yıldırım düşmesi gibi doğal olayların yanında, sanayi bölgelerinde bulunan makinelerin çektiği yüksek akım, şebeke enerjisinde bozulmalara sebep olur. Elektrikle çalışan hassas cihazlarımız, örneğin bilgisayarımız, belirli toleranslar içinde kalan bozulmaları kabul eder. Fakat kabul edilebilir limitlerin aşılması ile birlikte bilgisayarlarımızda arızalar oluşması kaçınılmazdır. Bütün bu olumsuzluklarla karşılaşmamak için kesintisiz güç kaynağı kullanılmalıdır.

İdeal bir elektrik şebekesinde, 220 volt’luk cereyan sürekli olarak mevcut bulunmalı, buna herhangi bir parazit karışmamalı ve voltaj değişmemelidir. Ancak ideal olan bu şebeke gerilimi ülkemizde hemen hemen hiç sağlanamaz. Evlerimizdeki elektrik prizleri sadece bilgisayarlarımız için değil diğer hassas elektronik cihazlar için de tehlike arz eder. Meydana gelen elektrik kesintileri ve voltaj düşmeleri bilgisayarlarımızın ve monitörlerimizin ömrünü kısaltır. Monitörlerimizde zaman zaman meydana gelen dalgalanmaların ve çizgilerin nedenini merak ettiniz mi? Bunun sebebi, genellikle şebeke cereyanındaki problemlerdir. Buradan bilgisayarlarımızın fişe takılı olduğu her dakika öngörülenden daha çabuk yaşlandığı sonucunu çıkarabiliriz. Vücudumuzdaki statik elektrik ile kolayca bozulabilen elektronik devrelerin, ani akım değişikliklerinden ve dalgalanmalardan nasıl etkilenebileceğini tahmin etmek zor değil. Kaliteli bir güç kaynağının kullanılmadığı makinelerde karşınıza çıkabilecek tek sorun elektriğin kesilmesi olmayacaktır. Elektrik kesilmeleri sadece gözle görülen taraftır, problemlerden bir tanesi de elektrik şebekesinden gelen elektriğin düzensizliğidir. Bu düzensizlik yüzlerce dolar yatırdığınız donanımızı görünürde hiçbir sebep yokken bozacak kadar tehlikeli olabilir.

KGK ya da UPS (Kesintisiz Güç Kaynağı – Uninterruptible Power Supply) olarak isimlendirilen donanımlar, kendilerine bağlı olan elektrikli cihazları, şebekeden gelen parazit ve dalgalanmalara karşı korur. Aynı şekilde elektrik kesintisi sırasında içindeki aküyü devreye sokarak size kesintisiz çalışma imkanı sağlar. Burada önemli bir noktayı tekrarlamakta fayda görüyoruz; kesintisiz güç kaynaklarının asıl görevi, cihazınızın kesintiye uğramadan, güvenli bir şekilde kapatılmasına olanak sağlamak ve şebeke geriliminden doğabilecek her türlü tehlikeye karşı donanımızı korumak olmalıdır.

Dikkat edilmeli

• Topraklama şart
Elektrikli cihazların topraklanması son derece önemlidir. Cihaz içerisinde oluşan bir elektrik kaçağı çok kötü elektrik çarpmalarına hatta ölüme sebep olabilir. Düzgün topraklanan bir cihazda ise şase ile tenimizin temas etmesi durumunda devre en kısa olan yoldan yani topraklanan alandan akacak, hayatımız kurtulacaktır. Öte yandan evinizde düzgün çekilmiş bir toprak hattı bulunmuyorsa alacağınız KGK’nın düzgün çalışması için mutlaka bu sorunu halletmeniz gerekir. Kesintisiz Güç Kaynakları fazla elektriği yok etmek için toprak hattına ihtiyaç duyar.
• Modem ve Network bağlantısı
Piyasadaki bazı KGK’larda standart güç kablosu girişlerinin yanında modem ve / veya ağ girişleri de bulunur. Bu sayede bilgisayarınız telefon ve ağ hattından (yıldırım gibi) gelen tehlikelere karşı da korunmuş olur. Satın aldığınız KGK’da böyle bir özellik bulunmuyorsa ayrıca satılan surge protector (ani gerilim koruyucu) adlı cihazları tercih edebilirsiniz.
• Her KGK aynı değildir
Kesintisiz Güç Kaynağı seçerken konu hakkında en azından biraz bilginizin olması seçiminizin sağlıklı olmasını sağlayacaktır, çünkü KGK’larının özellikleri bakımından ciddi farklılıkları bulunur. Donanımlarınızı, zamanınızı ve emeğimizi korumak için acele etmemeli, bu türlerden kendinize en uygun olanı seçmelisiniz. İşte KGK çeşitleri:
• Çalışma türlerine göre KGK’lar
Off-line: Basit ve ucuz bir KGK arayanlar bu seçeneğe göz atabilir. Bu ürünler bilgisayarınızı şebekedeki dalgalanmalardan korumayacak fakat elektrik kesilmelerinde devreye girerek en azından üzerinde çalıştığınız dokümanı kaydetmeniz için yeterli süreyi sağlayacaktır. Öte yandan bilgisayarınızın güç kaynağına güvenmiyorsanız bu tür KGK’lardan uzak durmanızda fayda var. Çünkü ülkemize özgü kronik gerilim bozuklukları, uzun vadede bir güç kaynağını rahatlıkla bozabilir. Bozulan güç kaynakları zaman zaman kendine bağlı donanımları da çalışmaz hale getirebiliyor.
• Line-Interactive
Bu sistemler Offline ürünlerden daha güvenlidir. Line-Interactive prensibi ile çalışan KGK’lar kendilerine bağlı bilgisayarları doğrudan şebekeden gelen cereyanla besler, buna karşın voltaj düştüğünde ya da yükseldiğinde devreye girerek şehir gerilimini keser ve cihazları bünyesindeki akü ile beslemeye başlar. Böylece bilgisayarımız bazı tehlikelerden korunmuş olur. Düşük maliyetleri açısından tercih edilebilir ürünlerdir, fakat tam güvenlik sağlayan On-line sistemlerin yerini tutamazlar.
• On-line Sistemler
On-line modeller için söylenecek ilk söz pahalı olduklarıdır. Fakat bu ürünler özellikle bilgisayarlar ve diğer hassas cihazlar için en uygun seçimdir. Bu tür KGK’lar sayesinde bilgisayarınız şebekeden tamamen izole edilir. Şebekedeki elektrik ile online KGK’nın aküleri şarj edilir, bu aküler de çeşitli filtreler yardımıyla bilgisayarınızı besler. Yani şebekede meydana gelebilecek tüm istenmedik durumlar on-line KGK’nın arkasında kalır.
• Çıkış gerilimlerine göre
KGK’lar ürettikleri elektriğin şekline göre de çeşitlendirilebilir. Teknik olan bu konunun detaylarına girmeden kısaca anlatmak gerekirse; piyasada bulabileceğiniz bir KGK; kare, sinus, modifiye kare (MSW, Modified Sign Wave) ve ya genlik modülasyonu (PWM, Pulse Width Modulation) dalga prensiplerinde çalışabilir. Sinus dalga çıkışlı sistemler, kullanılan en pahalı ve en sağlıklı enerjiyi üreten KGK’lardır. Şebeke gerilimi sinüs dalgaları biçimindedir. Bu tür dalgaları üretebilen KGK’larda alternatif akımın geçişleri son derece yumuşaktır. On-line sistemlerin çoğu sinüs çıkış üretir. En basit yapıya sahip KGK sistemlerinde ise kare dalga çıkışı kullanılır. Bu sistem zaman zaman bilgisayarlar üzerinde zararlı olabilmektedir. Diğerlerine göre daha gürültülü çalışan bu ürünlerin voltaj geçişleri serttir, bu yüzden elektronik cihazları zorlayabilir. Kare dalganın geçişlerindeki sertliği giderebilmek için alınan bazı önlemler sayesinde Modifiye veya Yalancı Kare Dalga (Modified Sign Wave) diye adlandırılan yeni bir sistem kullanılmaktadır. Yine aynı sebeplerden dolayı geliştirilen ikinci sistem de Genlik Modülasyonu (PWM, Pulse Width Modulation) yöntemidir. Bu yöntem de aküden gelen düz kare çıkışı düzeltir, fakat şebekeden gelen elektrikte herhangi bir fayda sağlamaz. Bütçeniz izin veriyorsa tercihinizi sinus dalga çıkışlı sistemlerden yana kullanmalısınız. Maliyeti düşürmek için ikinci tercihiniz sinus benzeşimli PWM KGK’lardan yana da olabilir.

Kaliteli bir UPS’te aranacak özellikler

* Şebekedeki kesinti ve gerilim düşme sorunlarına çözüm getirmelidir.
* Sürekli güç ve filtreleme sağlamalıdır.
* Anlık aşırı gerilim yükselmelerini (peak) yok etmelidir.
* Şebeke gerilimindeki gürültüleri (parazit) ortadan kaldırmalıdır.
* Aşırı yüklenme ve akü zayışaması için koruma sağlamalıdır.
* Gelişmiş modellerde mutlaka ağ üzerinden izlenebilme ve kontrol edilme özellikleri aranmalıdır. * Uygun yazılımlar yardımıyla Novell, Windows NT, Windows95 / 98, MS-DOS, Unix ve IBM AS400 işletim sistemleri tarafından erişilebilen bir KGK, tercihen şu bilgileri rapor edebilmelidir; a) Giriş – Çıkış gerilimleri / Akımları, b) Yük yüzdesi, c) Akü ısısı / Yedekleme süresi, d) Ağ üzerinden veya otomatik kapama.

• Akülere de dikkat

KGK’ların içinde kullanılan akünün kalitesi de ürünün maliyetini ve kalitesini doğrudan etkiler. Kesintisiz güç kaynaklarında üç çeşit akü kullanıldığı görülüyor. Birincisi kurşunlu sulu akülerdir. Otomobil ve diğer taşıtlarda kullanılanlardan fazla farkı olmayan bu ürünler bakım gerektirdiği için kullanışlı değildir. Çeşitli aralıklarda su eklemek gerekir, zararlı gazlar çıkardığı için kapalı yerde kullanılması sağlığa zararlıdır. İkinci tip aküler olan kurşunlu kuru aküler ise bakım gerektirmez. Sulu aküye göre, insan sağlığını daha az tehdit eder. Ömrü NiCd akülerin yarısı kadardır. KGK’larda kullanılan depolama seçeneklerinden bir tanesi de NiCd bataryalardır. Bu bataryalar hızlı dolma ve deşarj olma yetenekleri sayesinde son yıllarda tercih edilir oldular. Ni-CD aküler bakım gerektirmezler, ayrıca oldukça uzun ömürlüdürler. Uzun süre boş kalabilirler, fakat yarı dolu halde kalmaları durumunda zarar görebilirler. Bunun yanı sıra Ni-Cd aküler, uygun şekilde imha edilmedikleri takdirde çevreyi kirletirler. İçeriklerinin suya veya gıdaya karışması durumunda canlıları zehirleme riski çok yüksektir.

• Bir KGK ne kadar güçlü olmalı?

Bu sorunun cevabını tabii ki ihtiyacınıza göre değişecektir. 350 Watt’lık güç kaynağına sahip güçlü bir bilgisayarınız ve 17 inçlik monitörünüz olduğunu varsayalım. Herhangi bir terslik olduğunda bilgisayarınızın çalışmaya devam etmesini istiyorsunuz. Bu listeye karanlıkta kalmamanız için gereken bir ışık kaynağını da ekleyelim. Şimdi bu cihazları besleyecek bir KGK’nın sahip olması gereken minimum VA (volt-amper) miktarını bulacağız. Yaklaşık volt-amper değerini bulmak için iki kuraldan birini uygulayabilirsiniz:

Cihazınızın amper değerini biliyorsanız bu değeri şebekeden gelen volt değeriyle çarpmanız gerekir. Yani amper x 220 volt = volt-amper (VA). Watt değerini biliyorsanız, uygulayacağınız formül: watt x 1.4 = volt-amper olmalıdır. Bu formülleri ihtiyacımıza uyguladığımızda
Bilgisayarımızın 350 watt güç kaynağı x 1.4 volt = 490 VA ihtiyaç
17″ monitor için 120 watt güç kaynağı x 1.4 volt = 168 VA ihtiyaç
Flüoresan aydınlatma için 0.2 amper güç kaynağı x 220 volt = 44 VA ihtiyaç
Toplam ihtiyacımız 702 VA
Yani alacağımız KGK’nin besleme ünitesi 702 VA’den güçlü olmak zorundadır, 800 VA’lik bir KGK seçmek uygun olabilir. Eğer bu işlemler sonucunda bulacağınız güç değeri 10 kVA (10.000 VA)’dan büyükse iki veya üç fazlı şebeke bağlantısı kullanmanız gerekecektir. Bu durumda KGK üretimi yapan bir firmaya veya bir uzmana danışmanızı tavsiye ederiz.

UPS seçiminde dikkat edilecek noktalar
* Giriş gerilimi değişim aralığı
* Çıkış gerilimi sürekliliği
* Aşırı yüklenme koruması
* Kısa devre koruması
* Şebeke gürültüleri izolasyonu
* Yüksek güvenilirlik ve düşük arıza
* UPS çıkış gücü
* Destekleme süresi
* TÜV, UL, EMI, FCC uyumluluğu
* Büyük üretici firma ve sürekli servis
* Yerli üretim ise TSE, ithal üretim ise, ISO 9001 vb. kalite belgelerini mutlaka arayın
* Akü tercihlerinizi uzun ömürlü (10 yıl gibi) seçeneklerden yana kullanın.

• Ne kadar dayanabilir?
KGK’nın sahibi olduğunuz donanımı ne kadar süreyle besleyebileceğini amper-saat (Ah) değeriyle öğrenebilirsiniz. Bu değeri bulmak için, KGK’nın içindeki akünün kapasitesini ve KGK’ya bağlı cihazların ne kadar elektrik harcadığını bilmek gerekiyor. Örnek olarak ele aldığımız sistemin ortalama 320 watt güce ihtiyacı olduğunu varsayalım. KGK’nın aküsünün de 36 volt olduğunu farz edersek; 320 watt / 36 volt = 8.8 amper-saat diye bir hesap yapılabilir. Böylece 4 Amper/saatlik bir akünün, sisteminizi yaklaşık bir saat boyunca çalıştırabileceği sonucunu buluyoruz. Bu noktada dikkat edilmesi gereken bir konuyu belirtmekte fayda var. Elektrik kesildikten sonra KGK aktif hale geçtiğinde, fazla yük çeken cihazları açmamanız gerekiyor. Çünkü bu tip cihazlar çalıştırıldıkları birkaç saniye içerisinde normalden daha fazla akım çekerek sistemin devre dışı kalmasına sebep olabilir.